27 Ocak 2010 Çarşamba

Özgür’ün mutfağı – 21 Ocak 2010

Ben hayatımın bu dönemindeki paylaşımlarından çok zevk aldım.
Eskiden gece dışarı çıkmak için evden kaçtığımız, geceler boyu telefonda öpüştüğümüz sevgilimizi anlattığımız, yaktığımız mumlar, yazdığımız günlükler; başka paylaşımlardı. Bugün gerçekleri paylaşıyoruz, o zaman hayallerimizi paylaşıyorduk.
Akşam yemeğe gelen arkadaşlarım Suna, İrem. Akıllarına, dinginliklerine, huzurlarına sonsuz saygı duyduğum imrendiğim dostlarım.
Evet dostlarım diyorum çünkü “an” çok değerli, çok kıymetli onlarla. Hayatlarında bize ayırdıkları zaman benim için çok değerli.
Yaşama dair, yaşamaya dair, ulaşmak istediğime dair bana onlar yol gösterici.
Benim hayatımda dolaylı olarak var olmaları benim kaybetme korkumu da beraberinde getiriyor.
O olmazsa onlarda olmayacak. Yaşamın kanunu birazda böyle ama ben 3.evrimi geçirdim 4.yü istemiyorum.
Hayatımda değerli anlar, motivasyon, akıl, duygu, arzu, yaşanılmışlıklar ve öğrenilesi anlar katan dostlarımdan ayrılmak daha zor geliyor.
Yaşadığımız anlar daha da kıymetleniyor.
Aslında kabullenilmek, kendini kabul ettirmek, sevilmek, sevmek, hislerini anlatmak, hislerine yandaş olmak dostluğu getiriyormuş. Yıllar değil.
Hayatıma geriden çok şey getirmedim. Ama izlerini taşıyorum. İleriye götürmek istediğim ise sadece gerçek dostluklar.
Gerçek çok mu yavan oldu bilmiyorum. “Hissedilen dostluklar “ diyelim.
Her evrimin bir konusu oluyor tabi bu da her insanın bir dönemini adlandırıyor.
Benim Hayatım
Aşığım !
Seviyorum ?
Benimle hayatı paylaşacak gerçeklikler…..gerçekler…..
Kaç evrim bu yaşam….
Bu hafta başında kızlarla haftanın mail konusu oldu.
Mutluluk Nedir?
Sevgi nedir?
Her dönem, her birey farklı cevaplar verir bunlara.
Mutluluk bir zamanlar bizim için okuldan çıkıp eve geldiğimizde bir telefonun çalması yanaklarımızın hafif kızarmasıyla odaya koşmamız ve alo dememizken,
Bugün tanımlamakta, biçimlendirmekte, hissedilen mi, koşullandırılan mı, olaylara nasıl baktığımıza yön veren mi…çözemeyiz.
Dostlarımıza
Mutluluk nedir? Diyip karşı cevaplara göre değerlendirmek bakış açılarını görmek mi?
Tanımlar yıllar geçtikçe ya çok anlam kazanıyor ya da kaybediyor. Ya da bizler fazla anlam yüklüyoruz.
Çocuk benliğimizi kaybettiğimiz, egolarımızda yetişkin ve ebeveyn başı çekerken belki de çocuk olup bu kurgulardan uzak kalmak istiyoruz.
22 Ocak Cuma 2010 01:07 olmuş elimde defter kalem bunları yazıyorsam zaten yaşamdaki bu noktaları tanımlayamamışım yazarsam belki çözerim umuduyla hala yazıyorum.
Yıllar sonra hissettiklerimi dile getiriyor olmam yine başka bir evrim benim için.
Yıllarca yazdıklarıma baktım;
Aşk,
Ayrılık,
Tutku,
Şaşkınlık,
Boşluk,
Korku,
Hata,
Nereye gidiyorum,
Nereden geliyorum,
duygularının tanımlanmaya çalışılmasıydı benim için.
İlk defa bu gece.
Bir değer için sayfalarda kalemim geziyor.

BEN’den uzak
Beni ben yapacaklara dair
Okunurken keyif alınacak yazılar yazmak……

*yazılarımı sıcağı sıcağına defterime yazıp sonra bloguma geçiriyorum. Hissettiğim an yazmasam gidiyor, unutuyorum anlatamıyorum. O nedenle hep biraz geriden geliyor yazılar..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder